20 Ağustos 2015 Perşembe

Asıl Olan

ASIL OLAN NEYDİ?


                 Her insan kendi içinde değerlidir aslında. Bizim değersiz dediğimiz beğenmediğimiz aşağıladığımız insanlar bile.Her birimiz kendimize göre değerli hiçbir zaman ölmemesi gereken varlıklar değil miyiz aslında.Bu muhteşem paha biçilemez varlıkları diğer canlılardan ayıran tek özelliğin akılları olmasıda ayrı bir tartışma konusudur aslında ama ben bugün burda sizlere bu muhteşem paha biçilemez varlıkların bir döngünün parçası olduğundan söz edicem.
          Doğaya göre evrene göre hepimiz bu evrenin devam etmesi için birer dominoyuz hani dominonun bir parçası eksilirse olan tümüne olur ya o mantık bizimkiside Bana göre evrendeki en değersiz varlıklarız Sadece bir döngünün içerisindeyiz doğayı devam ettiriyoruz Devam mı ettiriyoruz sonlandırıyor muyuz orası ayrı bir muamma ama en azından başka şeylere dönüşüyoruz zamanla o paha biçilemez varlıklar üzerine basılan toprak haline geliyor zamanla o toprakta çiçekler yetişiyor böcekler yaşıyor o çiçeğe bir arı geliyor o arı döngüyü devam ettiriyor o arı bal yapıyor o balı biz muhteşem değerli varlıklar yiyor ve o yine o muhteşem değerli paha biçilemez varlıklar üzerine basılan toprak haline dönüyor 
        Ne tuhaftır dimi o üzerine basılan toprağın bir zamanlar sadece kibirden ibaret olan kendini herşeyden üstün gören varlıklar olması şimdi ise bir böceğin yemi ve bir avuç topraktan ibaret olması 
       Kibir değil miydi bizleri bambaşka yaratıklara dönüştüren her insanoğlunda olan hırs,kibir,kendini kanıtlama arzusu bana göre bizi diğer canlılardan ayıran özelliktir Akıl değildir ayırıcı özelliğimiz kibirdir oysa ne güzeldir diğer canlıların dünyası ne kibir ne para ne de dünya hırısı siz zarar vermedikçe insan dışında hiçbir canlı size zarar vermez tabi yavrusunu almaya kalkmazsanız yada yemeğine,kendisine saldırmazsanız Ama bir insanoğlu siz ona hiç bir şey yapmasanız bile size saldırabilir zarar verebilir çünkü bu onun doğasında var 
      Bu kibirli paha biçilemez değerli varlıklar dünya dışında kendi içlerinde bir dünyadır aslında Bazen kendi güneşleri ona yaklaşır uzaklaşır kendi aylarının çekim kuvveti olur kendi etraflarında döner dururlar bunların sonucunda da gel gitleri olur fırtınalar olur bazen yağmurlu günler olur bazende güneş açar kendi mevsimleri olur birgün bahar havası yaşarlar içlerinde bir gün sonbahar Herkesin ayrı bir güneşi ayrı bir ay'ı ayrı bir çekimi ayrı bir dönüşü vardır ve bu dönüşün bitişi dünyasının son bulması farklıdır Herkes birbirinden farklı değil midir ki de dünyalarının son buluşu farklı olmasın Biz o dünyanın son buluşuna kıyamet diyoruz herkesin farklı olan kıyameti küçük kıyametler
     Herkesin kıyameti ayrıdır Kiminin ki büyük yankı uyandırır kimininkini umursamayız bile ama herkesin kıyameti kendine göre büyüktür 
    Her son yeni bir başlangıçken her kıyamet neden yeni bir yaşamın başlangıcı olmasın Kıyamette bir son değil midir o zaman beraberinde yeni bir hayatı yeni bir başlangıcı getirmelidir Peki bu hayatı neye göre kime göre getirmelidir Bu dünyada yaptıklarımıza göre yani en azından bana göre en mantıklı cevap bu Tabi bu kişiden kişiye değişir herkesin kararına saygı duymalı Eğer bu dünyada iyisek yeni hayatımız yaptığımız iyiliklerin sonucu olarak güzel olmalı ama bu dünyada kötü biriysek acı veren bir hayat olmalı
    Kimbilir belki de toprak olmaktan ötesinede sahibizdir....
                                                                        Naz Frambuaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder